Yazma Tutkusunun Peşinden Gitmek

Hepimiz bir şekilde İngiltere ve Fransa arasında Yüz Yıl Savaşlarını bir şekilde duymuştur. 1337’de başlayan Yüz Yıl Savaşları 1453 yılında ancak sona ermiştir. Fakat bizim konumuz elbette bu savaşlar dizisi değildir. Bu savaşlar hakkında yazarak günümüze ulaşmasını sağlayan kişidir; Jean Froissart.

14. yüzyılda doğan Froissart, ozaman için önemli bir yeteneğe sahipti; okuma ve yazma biliyordu. Kendi isteği ile de nitekim edebiyatla uğraşmaya karar verdi. Kendisinin lirik şiirleri günümüze ulaşsa da dünya onu tarihçi-yazar kimliği ile tanır.

Kendisine Fransa Sarayında yer edinen Froissart, saray seçkinlerinin savaş ve aşk hikayelerini edebi bir dille anlatmaya başlar. Fakat bununla yetinmeyen Orta Çağ yazarı daha çok tarih yazma eğilimindedir. O dönem süren Yüz Yıl Savaşları ile özellikle ilgilenmektedir. Bu isteği Kraliçe tarafından da desteklenince işe koyulur.

Poitiers Savaşında tutsak düşen İngiliz ve Fransız şövalyeleri ile sık sık görüşür. Ve Poitiers Savaşını kitap haline getirir. Daha sonra Fransa, İngiltere, İskoçya, İspanya, Britanya, Flandre ve çevresinin tarihleri üzerine 3 eser daha ortaya çıkarır.

Bugün, o döneme dair söylenmiş ne varsa Froissart’ın kaleminde şahitlik ediyoruz. III. Edward’ın ordusunun İskoçyalılarla savaşmak için Tyne ırmağının kenarından geçişini ya da 1342 yılındaki Guernsey Deniz Savaşının nasıl geliştiği Froissart’ın kaleminden günümüze ulaşıyor.

Froissart’ın tarih yazma tutkusu olmasa günümüz Avrupa’sını şekillendiren Yüz Yıl Savaşları hakkında pek az şey bilecektik. Eğer sizinde içinizde biraz olsun yazma tutkunuz varsa bu tutkunuzun peşinden gidin. Froissart yüz yıllar sonra bu tutkusunun onun adını ve eserlerini ölümsüz kılacağını bilmiyordu. Siz de yazmaktan çekinmeyin. Zamana karşı meydan okumanın yegane araçlarından biri yazmaktır. Ve unutmayın, yazmak güzeldir!