Scrikss Tükenmez kalemlerde, Scrikss Standart Refil kullanıyoruz. Tükenmez kaleminizin refili bittiğinde genelde yeni bir tükenmez…
Kalem Devrimi
Kalem Devrimi
Hepimiz yazının keşfi ve yaygınlaşmasının insanın ve insanlığın gelişiminde ne kadar etkili olduğunu biliyoruz. Eğer yazı bulunmasaydı insanlar bilgi birikimlerini kendi zamanlarındaki ve gelecekteki insanlara aktaramazlardı. Nitekim kültür, akademik çalışmalar ve bellek oluşamazdı.
Çivi yazısı, hiyeroglifler ve günümüzdeki modern alfabe ve dillere kadar yazı ile insanlığın gelişimi doğru orantılı olarak artış göstermiştir. Peki bu gelişimde göz ardı edilen bir gerçeğe Kalem Devrimine göz atmaya ne dersiniz?
İlk olarak en eskiye mağara çizimlerine kadar gitmemiz gerekecek. Çok eski atalarımız mağaralara şekiller çizerek çevreyi tanımlamaya ya da kendilerini ifade etmeye çalışırlardı. Fakat bu elbette çoğu kişi için pek anlaşılır olmazdı. Çizilen aslan bir tehdidi mi yoksa aslanlara duyulan sempatiyi mi ifade ederdi? Doğrusu cevabı çoğu zaman sübjektif olurdu.
Daha sonra mağara çizimlerinin getirdiği belirsizlikler çivi yazısı ile büyük oranda ortadan kaldırıldı. Çivi yazısını hiyeroglifler takip etti. Nitekim günümüzde sesleri daha iyi yansıtan ve kendimizi görece daha iyi ifade ettiğimiz dil ve alfabe sistemlerine geçiş yapabildik.
Tüm bu süreçte kalemin rolü hep arka planda kaldı. Halbuki yazının ve insanın gelişiminde kullanılan kalemin işlevi sandığımızdan çok daha etkin bir rol oynamıştır. Mağara çizimleri ucu sivri taş ve yahut benzeri araçlar ile yapılırdı. Nitekim ilk kalem olarak mağara çizimlerinde kullanılan ucu sivri taş ve nesneler sayılmaktadır. Çivi yazısı icat edildiğinde atalarımızın kalem olarak kullandığı araca sadık kaldık ve ucu sivri taşları kalem olarak kullanılmaya devam ettik.
Ucu sivri taşlar ile gelişkin şekiller yapma imkanımız pek yoktu. Nitekim çivi yazısı ucu sivri taşlar tarafından kolay çizilebilecek basit şekillerden oluşmaktadır.
Çivi yazısının daha gelişkin formu olarak kabul edebileceğimiz hiyeroglifler için de durum ilk başlarda pek farklı değildi. Ucu sivri taşlar ile tabletlere kazınan hiyeroglif yazısı çivi yazısına göre daha fazla şeyi ifade edebiliyordu. Yazının önemi ve kullanımı arttıkça, kil tabletlere yazı yazmanın gerektirdiği uzun süreler gittikçe tahammül edilemez olmaya başladı.
Nitekim bunun neticesinde modern dolma kalemin atası diyebileceğimiz kamışlar ve kuş tüyleri ortaya çıktı. Keza modern kağıdın öncüsü papirüsün ortaya çıkması da bu döneme denk gelir.
Kamışlar ve kuş tüylerini mürekkepvari sıvılara değdirerek yazmak insana büyük bir zaman tasarrufu sağlamıştı. Ancak çivi yazısı ve hiyerogliflerin harfleri, ucu sivri taşlara uygun bir şekilde geliştirilmişti ve aslında insanın duygu ve düşüncelerini ifade etmekte fazlasıyla yetersizdi.
Ucu sivri taşların kalem olarak yerini kamış ve kuş tüyüne bırakması aynı zamanda harflerinde değişimini beraberinde getirmiştir! Ucu sivri taşlar ile dik ve yatay keskin çizgilere dayalı görece çok kullanışsız olan harfler, kalem olarak kamış ve kuş tüyünün kullanılması ile yerini, sesleri daha iyi ifade etmemizi sağlayan ve insanın duygu ve düşüncelerini daha iyi yansıtmasına vesile olan yuvarlak ve esnek şekilli harflere bırakmıştır.
Bugüne kadar hep dil ve yazı temelinde duygu ve düşüncelerimizin şekillendiğini düşündük. Nitekim bu önermenin doğruluğu pek su götürmez. Fakat bu noktada Kalem Devrimini hep es geçtik. Ucu sivri nesnelerden mürekkeple kullandığımız kamış ve kuş tüylerine geçişte yaşadığımız Kalem Devrimi neticesinde harfler, alfabeler ve dil bugünkü modern halini alabilmiştir.
Kalem Devriminin temeli olarak ucu sivri taşlardan kamış ve kuş tüyüne geçişi baz alıyoruz fakat Kalem Devrimi yalnız bunu ifade etmez. Kamış ve kuş tüyünden dolma kalemlere, tükenmez kalemlere ve hatta boya kalemlerine kadar kalem devrimi devam etmiştir. Hatta günümüzde klavyelerimiz aslında birer kalemdir. Ve bu kalemin yarattığı 0 ve I’den oluşan alfabe sayesinde günümüz teknolojisi var olmuştur ve gelişmektedir.
Gelecekte Kalem Devriminin nasıl gelişeceğini bilemiyoruz fakat kalemin işlevinin ve yapısının değişmesinin insanı ve insanlığı değiştireceğine ve geliştireceğine şüphemiz bulunmamaktadır.